4 Ekim 2012 Perşembe

Asya Vahşi Atı Kafatası

asya vahşi atı ve fosili
Asya Vahşi Atı Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 33 milyon yıl
Bölge: Yun Nan, China
Atın evrimi senaryosu, Darwinizm'in en bilinen sahtekarlık örneklerinden biridir. Günümüzde pek çok evrimcinin geçersizliğini itiraf etmek zorunda kaldığı bu senaryo, hala bazı fanatik Darwinistler tarafından savunulmaktadır. Oysa olağanüstü tutarsızlıklar barındıran ve bilimsel hiçbir delili olmayan bu iddia tam anlamıyla yalanlanmış durumdadır. Bunun kuşkusuz en önemli göstergelerinden biri, milyonlarca yıl öncesinden değişmeden kalmış haldeki at fosilleridir. Yukarıda resmi görülen 33 milyon yıllık Asya vahşi atı kafatası, şu anda yaşamakta olan Asya vahşi atlarının günümüzden 33 milyon yıl önce aynı şekilde yaşadıklarını göstermektedir. Bu delil başlı başına Darwinizm'in her türlü iddiasını, her türlü yalanını yıkmaya yeterlidir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1258:leopar-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Zebra Kafatası

zebra kafatası ve fosili
Zebra Kafatası
Dönem: Sen ozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Xi An, China
Allah her canlıyı farklı görünümde ve biçimde yaratmıştır. Yaşama şekilleri, ihtiyaçları birbirinden farklı olduğu gibi, beden yapılarında da derin farklılıklar bulunmaktadır. İşte bu nedenle ele geçirilen fosilleri tanımlamak zor değildir. Fosili bulunan canlının tüm anatomik özelliklerini kalıntılardan anlamak mümkündür. Resimde görülen 45 milyon yıllık zebra fosili de bu ayrımı açıkça göstermektedir. Fosil özelliklerinden canlının günümüz zebralarından hiçbir farkı olmadığı açıkça görülmektedir.
Kuşkusuz bu, Allah'ın büyük bir mucizesidir. Eldeki bilimsel kanıt, evrimci bile olsalar, bilim adamları için reddedilemeyecek bir kesinlik taşımaktadır. Canlıların değişmedikleri, yani herhangi bir evrim sürecinden geçmedikleri somut bir bilimsel bulgudur.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1258:leopar-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Leopar Kafatası

leopar kafatası ve fosili
Leopar Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 73 milyon yıl
Bölge: Qi Pan, Yun Nan, Çin
Darwinistlerin tuzakları, insanları aldatma yöntemleri, artık bir anlam taşımamaktadır. İnsanlar, Yaratılış gerçeğini açıkça gösteren atlaslar, canlıların hiçbir değişim geçirmediklerini belgeleyen sayısız fosil örneği karşısında tüm varlıkların yoktan yaratılmış olduklarını net olarak görmüşlerdir. Darwinist aldatmaca deşifre olmuş, etkisini yitirmiştir.
73 milyon yıllık bu leopar kafatası fosili, canlıların değiştiğine dair hikayelerin tümüyle geçersiz olduğunu görmek için yeterli bir delildir. Bize, leoparların 73 milyon yıl önce de aynı özelliklerle yaşamış olduğunu göstermektedir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1258:leopar-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Maymun Kafatası

maymun kafatası ve fosili

Maymun Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 32 milyon yıl
Bölge: Qing Dao, Çin
Bugüne kadar yarı maymun yarı insan özelliği taşıyan bir tane bile fosil bulunamamıştır. Bir zamanlar sözde insanın evrimine delil olarak öne sürülen fosil örneklerinin birer sahtekarlık ürünü olduğu ortaya çıkmış ve bunların hepsi evrimciler tarafından geri çekilmiştir. Geriye Darwinistlerin hayal ürünü senaryoları dışında bir şey kalmamıştır.
Somut bulgular, maymunların hep maymun, insanların hep insan olarak var olduklarını, evrimin bir yalan olduğunu ispatlamıştır. Bu bulgulardan biri de resimdeki 32 milyon yıllık maymun kafatası fosilidir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1259:rakun-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Tibet Yaban Eşeği Kafatası

kutup tilkisi kafatası ve fosili

Tibet Yaban Eşeği Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 29 milyon yıl
Bölge: Yin Chuan, Çin
Evrimcilerin, yaban eşeklerinin sözde evrimsel atasını gösterme gayretleri boşunadır. Fosiller, yaban eşeklerinin herhangi bir canlıdan türemediklerini, hep eşek olarak var olduklarını ispatlamıştır. 29 milyon yıl önce yaşamış olan eşeklerin, günümüz eşekleriyle aynı olduğunu gösteren resimdeki fosil, tüm evrimci iddiaları susturmaktadır. Canlılar, mutasyonların ve kör tesadüflerin neticesinde meydana gelmemiştir. Tüm canlı türlerini, üstün yaratma gücüne sahip olan Yüce Allah yaratmıştır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1259:rakun-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Rakun Kafatası

rakun kafatası ve fosili
Rakun Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 4,3 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin
Günümüz canlılarının milyonlarca yıllık fosil örnekleri, canlıların tarihinde bir dönüşüm, türden türe bir evrim yaşanmadığını ortaya koymaktadır. Bu gerçek, karıncadan kelebeğe, bozayıdan kertenkeleye, meyve sineğinden zürafalara kadar geçerlidir. Darwin'in evrim teorisi, bilimsel bulgularla desteklenen bir teori değildir. Darwin'den beri hiçbir delil ortaya koyamamıştır. Ve fosil kayıtları gün geçtikçe Darwinizm'in delilsizliğini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Resimde görülen 4,3 milyon yıllık rakun kafatası fosili, Darwinistlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarını açıkça ilan etmektedir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1259:rakun-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Balıkçı Sansar Kafatası

balıkçı sansar kafatası ve fosili
Balıkçı Sansar Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 78 milyon yıl
Bölge: He Zheng, Gan Su, Çin
Allah yoktan var etmeye kadir olandır. Bu gerçeği düşünmekten uzak olan Darwinistler, Allah'ın dilediği zamanda bir canlıyı dilediği şekilde, yalnızca "Ol" emriyle yarattığını anlayamaz veya kendilerince kabul etmek istemezler. Darwinistlerin ortaya sundukları mantıksız senaryoların, sahte delillerin kökeninde bu inançsızlıkları, gerçeklerden habersiz olmaları yatar. Fakat bilimsel delillere Darwinist büyünün etkisiyle bakmayan kişiler, yeryüzünde muhteşem bir yaratılışın hakim olduğunu anlamakta zorlanmazlar. Gerçekler çok açıktır. Canlılar mükemmel şekilde yaratılmış, kusursuz bir sistemle donatılmışlardır. Yaratıldıkları andan itibaren, nesiller boyunca aynıdırlar.
Resimde görülen 78 milyon yıllık balıkçı sansar kafatası da bu gerçeğin temsilcilerindendir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1260:deve-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Gri Tilki Kafatası

gri tilki kafatası ve fosili
Gri Tilki Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 78 milyon yıl
Bölge: Lan Zhou, Gan Su Bölgesi, Çin
Hakkında sayısız sahte delil üretilen, olmayacak senaryolarla ayakta tutulmaya çalışılan evrim teorisi artık yolun sonuna gelmiştir. İnsanlar, büyük bir aldatmaca ile karşı karşıya olduklarını anlamışlardır. Bu noktadan sonra Darwinistlerin üretecekleri hiçbir senaryonun bir etkisi yoktur; bu çöküş durmayacaktır. Çünkü bilim evrimi tam anlamıyla reddetmiştir.
78 milyon yıllık gri tilki kafatası bu çöküşün gerçekleşmesini hızlandıran sayısız delilden biridir. Darwinizm, yaşayan fosiller karşısında tam anlamıyla yok olmuştur.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1260:deve-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Deve Kafatası

deve kafatası ve fosili
Deve Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 3,9 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin
Evrimcilerin iddialarına göre, deve gibi dev bir memelinin büyük kafatasının, uzun boynunun, hörgüçlerinin bugünkü görünümünü alması için seri halinde birçok mutasyon gerçekleşmeli, bunların sonucunda boynu yarı gelişmiş, kafa şekli garip bir hal almış, hörgüçleri tam oluşmamış sayısız ara canlının yaşamış olması gerekirdi. Bu hayali ara canlılara fosil kayıtlarında sıkça rastlanması, resimdeki gibi tam oluşmuş deve örneklerinin ise milyonlarca yıl öncesine ait hiçbir izinin bulunmaması gerekirdi. Ama fosil kayıtlarından elde ettiğimiz veriler, hayali ara formların hiç yaşamadığını, develerin herhangi bir ara aşamadan geçmediklerini, hep deve olarak var olduklarını göstermektedir.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1260:deve-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150


Hint Misk Kedisi Kafatası

Hint Misk Kedisi Kafatası ve fosili
Hint Misk Kedisi Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 40 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin
Stephen Jay Gould, 1993 yılında, Natural History dergisindeki yazısında canlıların fosil kayıtlarında hep aynı yapılarıyla gözlenmeleri konusunda şöyle demektedir:
"Birçok fosil türünün jeolojik yaşam süresi boyunca durağanlığı ya da hiçbir değişim geçirmeyişi, tüm paleontologlar tarafından sözle ifade edilmeksizin onaylanmıştır. Ancak asla üzerinde etraflıca çalışılmamıştır... Durağanlığın çok yaygın olması, fosil kayıtlarının utandırıcı bir özelliği haline geldi, ama yokluğun (ki bu evrimin yokluğudur) bir ilanı olarak göz ardı edilmiş olarak bırakıldı." (S. J. Gould, 'Cordelia's Dilemma', Natural History, Şubat, s. 10-18)
Fosil kayıtlarındaki durağanlığın evrimciler tarafından "utandırıcı" olarak nitelendirilmesinin ise tek sebebi vardır: Canlıların hiçbir değişim geçirmemeleri, evrim teorisinin sonu demektir. Evrimin hiç yaşanmadığını gösteren bu bilgi, Yaratılış gerçeğini teyit etmektedir..
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1261:karayip-kesis-foku-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Gergedan Kafatası

gergedan kafatası ve fosili
Gergedan Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 75 milyon yıl
Bölge: Gan Su, Çin
Darwinistlerin iddiası şudur: Canlılar birbirlerinden türemiş ve zaman içinde değişerek bugünkü görünümlerini almışlardır. Eğer bu iddia doğruysa, bunun fosil kayıtlarından anlaşılması gerekir. Fakat fosil kayıtları bize, bugünkünden farksız milyonlarca yıllık canlılardan başka bir şey sunmamaktadır. Darwinist iddianın doğruluğunu gösteren tek bir ara form bile bulunmamaktadır. En küçüğünden en büyüğüne bütün canlılar bugünkü halleriyle milyonlarca yıl önce de yaşamışlardır. Resimdeki 75 milyon yıllık gergedan kafatası bunun örneklerinden biridir. Milyonlarca canlı değişmemişse, kuşkusuz insanın değişmiş olduğunu iddia etmenin de akılcı ve bilimsel bir temeli yoktur. İnsan, tarihte de insan olarak yaşamış ve hiçbir değişime uğramamıştır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1261:karayip-kesis-foku-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Karayip Keşiş Foku Kafatası

karayip keşiş foku kafatası ve fosili
Karayip Keşiş Foku Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 3,1 milyon yıl
Bölge: Yun Nan, Çin
Darwinistler, 530 milyon yıl önce var olmuş bir trilobit gözünü açıklayamazlar. Darwinistler, denizdeki, karadaki, havadaki canlıların nasıl aniden ortaya çıktıklarını ve soyları devam ettiği müddetçe değişmediklerini açıklayamazlar. Darwinistler, türlerin birbirine dönüştüğünü iddia eder, fakat bu hayali dönüşümde tek bir hücrenin nasıl farklı fonksiyonlar üstlenebilecek şekilde değişebileceğini açıklayamazlar. Darwinizm açmaz içinde bir teoridir ve yeni fosil delilleriyle her geçen gün bir kademe daha yok olmaktadır. Resimde görülen 3,1 milyon yıllık Karayip keşiş foku kafatası fosili, bu yok oluşu hızlandıran delillerden biridir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1261:karayip-kesis-foku-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Yaban Domuzu Kafatası

yaban domuzu kafatası ve fosili
Yaban Domuzu Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Paleosen dönemi
Yaş: 58 milyon yıl
Bölge: Shan Dong, Çin
Darwinistler daha önce ilkel mantıklar kullanarak kendilerine taraftarlar bulabiliyorlardı. Bilimsel cehalet ortamında çamurlu sudan zaman içinde kendi kendine proteinlerin ve nihayet hücrenin oluştuğuna, suda avlanan ayıların bir müddet sonra yüzgeçler kazanarak balinaya dönüştüğüne, maymunların ağaçtan ağaca atlamaktan vazgeçip dik yürümeye karar verip insan olduklarına kitleleri inandırmak kolaydı. Genetik ve paleontoloji bilinmediğinden, bütün bu hayali dönüşümler adeta kesin gerçekmiş gibi lanse ediliyordu. Ama şu anda Darwinistler için durum hiç de kolay değildir. Genetik bilimi hücrenin kompleksliğini ortaya koymuştur, paleontoloji ise canlıların değişmediğini... 58 milyon yıllık yaban domuzu kafatası fosili gibi sayısız örnek, milyonlarca yıllık canlıların günümüzdekinden farksız bir komplekslik sergilediğini göstermektedir. Artık Darwinizm'in, insanları aldatması mümkün değildir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1262:zurafa-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Zürafa Kafatası

zürafa kafatası ve fosili
Zürafa Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 65 milyon yıl
Bölge: Meng Gu, Çin
Zürafalar, uzun boyunlarıyla dikkat çeken canlılardır. Darwinistler bu olağanüstü canlının boynunun, yüksekteki dallara uzanırken zamanla uzadığı varsayımında bulunmuşlardır. Evrim teorisinin bu en ünlü aldatmacalarından biri, resimde görülen fosil deliliyle ortadan kalkmış bulunmaktadır. Çünkü zürafalar günümüzden 65 milyon yıl önce de aynıdırlar. Bunların sürekli değişim geçiren, dallara ulaşmak için gitgide uzamaya başlayan örneklerinden fosil kayıtlarında eser yoktur. Zürafa, bugün nasılsa, 65 milyon yıl önce de aynıdır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1262:zurafa-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Yer Köpeği Kafatası

yer köpeği kafatası ve fosili
Yer Köpeği Kafatası
Dönem: Meozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 88 milyon yıl
Bölge: Yun Nan, Çin
Darwin, canlıların değiştiğini sanıyordu. Ona göre insan da dahil olmak üzere tüm canlılar birbirlerinden türemişler ve bugünkü görünümlerine kavuşmuşlardı. Darwin, 19. yüzyıl biliminin kendi hipotezine delil sunamadığını düşünerek, teorisine göre "olması gereken" ara fosillerin sonraki yıllarda ortaya çıkacağına inanmıştı.
Darwin'in sıkı takipçileri bu mirası sahiplendiler. O zamandan bu zamana kadar, Darwin'in bulunacağına inandığı ara fosilleri arayıp durdular. Fakat Darwin'in yanıldığını anlamak uzun sürmedi. Fosil kayıtlarının ortaya çıkardığı değişmemiş canlılar, Darwinizm'i kesin olarak ortadan kaldırdı. Günümüzde artık ideolojik olarak ayakta tutulmaya çalışılan bu batıl inanca bir büyük darbe de, resimde görülen 88 milyon yıllık yer köpeği kafatasıdır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1263:antilop-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Çita Kafatası

çita kafatası ve fosili
Çita Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Miosen dönemi
Yaş: 7.3 milyon yıl
Bölge: Shan Dong, Çin
Darwinistler, maymunların bazı davranış biçimlerine bakarak, insanlarla maymunların sözde ortak bir atadan geldiklerini iddia ederler. Buna göre, maymunlar günün birinde ağaçlardan inmeye, dik yürümeye, konuşmaya, şarkı söylemeye, beste yapmaya, binalar inşa etmeye, bilimsel keşiflerde bulunmaya karar vermiş ve insana dönüşmüşlerdir. O zaman benzer bir hayali dönüşümün diğer hayvanlar için de geçerli olması gerekir. Örneğin çitalar da, çok hızlı koştukları için, günün birinde olimpiyat kazanan bir insana dönüşmeye karar verebilir ve kendi kendilerine yapılarını tamamen değiştirebilirler. Ancak, bilimsel verilere bakıldığında çitaların, kaplanların, kurtların, tilkilerin, aslanların, leoparların kısaca tüm hayvanların değişmediği görülmektedir. Aynı değişmezlik maymunlar ve insanlar için de geçerlidir. Maymunlar hep maymun, insanlar hep insan olarak var olmuşlardır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1263:antilop-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Antilop Kafatası

antilop kafatası ve fosili

Antilop Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Da Quing, Hei Long Jiang, Çin
Bu canlıların 50 milyon yıl önceki örnekleri kusursuz şekilde muhafaza olmuştur. Milyonlarca yıllık bu örnek, antilopların hiçbir değişime uğramadıklarını, bir başka canlıdan türemediklerini, evrimleşmediklerini göstermektedir. Tıpkı milyonlarca yıllık zebralar, kurtlar, kaplanlar, tilkiler gibi bu canlılar da Allah'ın takdir ettiği biçimde yaratılmış ve değişmemişlerdir. Diğer tüm canlılarda olduğu gibi, insanın hayali evrimi hikayesinde de bunu destekleyecek tek bir ara geçiş formu bulunmamaktadır. Kısacası, evrimcilerin bu sahte iddiası tüm diğer iddiaları gibi geçersizdir; yeryüzünde hiçbir canlı evrim geçirmemiştir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1263:antilop-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Kutup Ayısı Kafatası

kutup ayısı  kafatası ve fosili
Kutup Ayısı Kafatası
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 74 milyon yıl
Bölge: Liaoning, Çin
Sayısız yaşayan fosilin sergilendiği Yaratılış Atlası serisi ve elinizdeki bu eser, Darwinistlerin paniğini güçlendiren, evrimin ölümünü Darwinistlere gösteren ve Darwinistlere artık insanları aldatamayacaklarını ispat eden önemli delillerdir. Örneğin günümüz kutup ayılarından farksız olan bu 74 milyon yıllık kutup ayısı kafatası bile tek başına, Darwinist paniği artırmak için yeterlidir.
Darwinizm'in ölümünü ilan eden bilimsel deliller arttıkça, Darwinistler "Bize bir şey olmadı" görünümüne bürünürler. Bilimle yapamadıkları ilmi mücadeleyi propaganda yolunu kullanarak yapmaya çalışırlar. Darwinizm'i çökerten çalışmaların üzerlerindeki etkisini insanlara sezdirmemeye çalışırlar. Oysa bu tavırlar, bilinçaltlarında ne kadar büyük bir çöküş yaşadıklarını görmek için yeterlidir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1264:tazmanya-canavari-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Kaplumbağa

kaplumbağa ve fosili

Kaplumbağa
Dönem:Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 98 milyon yıl
Bölge: Shan Li Dağı, Çin
Canlı türlerinin sürekli değişerek birbirlerinden türediklerini ve ilerleme kaydettiklerini iddia eden Darwinistlerin, tüm canlı türlerinde görülen değişmezliği nasıl açıkladıkları bir muammadır. İnsanın sözde maymundan türediğini öne süren evrim teorisinin, maymunların yaşadığı hayali insana dönüşüm sürecinin bir benzerini, neden diğer canlıların da yaşamadığını açıklaması gerekir. Fakat evrimciler tarafından bu soruya verilecek akılcı ve mantıklı bir cevap yoktur. Kuşlar değişmemiştir; gergedanlar, tilkiler, sırtlanlar değişmemiştir; resimdeki bu kaplumbağa 98 milyon yıldır değişmemiştir. İnsan da değişmemiştir. Darwinistlerin sürekli telkin ettikleri, "Canlılar değişerek gelişirler ve başka canlılara dönüşürler" iddiası büyük bir yalandır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1264:tazmanya-canavari-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Tazmanya Canavarı Kafatası

tazmanya canavarı kafatası ve fosili
Tazmanya Canavarı Kafatası
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 32 milyon yıl
Bölge: An Hui, Çin
İngiliz paleontolog Derek W. Ager, fosil kayıtlarının evrim teorisi açısından ne kadar ciddi bir sorun olduğunu şöyle anlatır:
"Sorunumuz şudur: Fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde, türler ya da sınıflar seviyesinde olsun, sürekli olarak aynı gerçekle karşılaşırız; kademeli evrimle gelişen değil, aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz." (Derek A. Ager, "The Nature of the Fossil Record", Proceedings of the British Geological Association, cilt 87, 1976, s. 133)
Canlıların herhangi bir kademeden yani ara aşamadan geçmediğini belgeleyen fosillerden biri de, resimdeki 32 milyon yıllık Tazmanya canavarı kafatasıdır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1264:tazmanya-canavari-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Katsura Ağacı Yaprağı

katsura ağacı yaprağı  ve fosili
Katsura Ağacı Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Paleosen dönemi
Yaş: 65-54 milyon yıl
Bölge: İspanya
Fosil kayıtlarının ortaya koyduğu en önemli bilgilerden biri, türlerin sahip oldukları tüm özelliklerle eksiksiz olarak bir anda ortaya çıkmalarıdır. Yani, fosil bulgularında herhangi bir ilkel varlıktan gelişmiş ve tüm uzuvlarını yavaş yavaş kazanmış bir türün izine rastlanmaz. Her bir tür, ilk ortaya çıktığı andan itibaren eksiksizdir ve eğer soyunu devam ettirmişse, bugünkü haliyle tıpatıp aynıdır. The Origin of Species Revisited adlı kitapta bu gerçeğin, Darwinizm için ne kadar ciddi bir çıkmaz olduğu şöyle anlatılır:
"Türlerin bütün gruplarının, belirli formlarda aniden belirmesi bazı paleontologlar tarafından tartışılmıştır. Örneğin, Agassiz, Pictet ve türlerin gen transferine kesinlikle karşı olan Prof. Sedgwick bu paleontologlardan birkaçıdır. Aynı soya veya familyaya ait olan sayısız tür eğer hayata bir kerede başlamışlarsa, doğal seleksiyonla yavaş yavaş değişiklikler sonucunda nesil oluştuğuna dair olan teoriye (evrime) öldürücü bir darbe vurulmuş oluyor." (The Origins of Species Revisited, s. 46)
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1265:cayir-kurdu-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Sassafras Yaprağı

sassafas yaprağı ve fosili

Sassafras Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54-37 milyon yıl
Bölge: Cache Creek Oluşumu, Kanada
En bilinen Darwinist propagandalardan biri de "Evrim teorisine inanmayan dogmatiktir", "Evrim teorisine inanmayan bilimsel değildir" şeklindeki asılsız sloganlardır. Oysa bu, evrimcilerin "bilim"den ne anladıklarıyla ilgili ön yargılı bir yorumdur. Darwinist zihniyetin bahsettiği bilim, araştıran, inceleyen ve bulguları tarafsız olarak değerlendirip, bu bulguların gösterdiği sonuçları kabul eden bir bilim değildir. Darwinistlere göre bilim, kendi inançlarını ve düşüncelerini doğrulamak zorundadır ve ortaya çıkan sonuçlar evrimcilerin dogmalarına uygun şekilde çarpıtılarak yorumlandığı sürece kabul edilebilir. Diğer bir deyişle evrimciler bulguları değil, ön yargılı yorumlarını bilim gibi lanse ederler. Darwinist bilim, doğruyu arama çabası değil, doğruyu yönlendirme ve çarpıtma çabasıdır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1265:cayir-kurdu-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Çayır Kurdu Kafatası

çayır kurdu kafatsı ve fosili

Çayır Kurdu Kafatası
Dönem: Meozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 65 milyon yıl
Bölge: Qing Hai, Çin
Bir canlı türü, fosil kayıtlarında hangi özellikleriyle ortaya çıktıysa, milyonlarca yıl boyunca o özelliklerini devam ettirmektedir. Resimde görülen 65 milyon yıllık çayır kurdu gibi kitap boyunca gördüğümüz tüm fosiller bu örneklerin sadece bir kısmıdır. Çayır kurtları, tıpkı diğer canlılar gibi, 65 milyon yıl önce de bugünkü görünümlerine ve yapılarına sahiptirler. Bu bilgi, evrim iddiasını açıkça yerle bir etmektedir.
Canlıların tümü için geçerli olan bu durum, kuşkusuz insan için de geçerlidir. İnsan da yaratıldığı andan itibaren insan olarak kalmış, hiçbir değişime uğramamıştır. Bu kadar canlı evrim iddiasını açıkça reddederken Darwinistlerin insanın sözde evrimi hakkında senaryolar yazmalarının  bilimsel hiçbir geçerliliği yoktur.
Resimde fosilin dişleri detaylı olarak görülmektedir. Bu detay, 65 milyon yıl önceki çayır kurtlarıyla, günümüzde yaşayanların hiçbir farkının olmadığını gösteren delillerden biridir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1265:cayir-kurdu-kafatasi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Hurma Yaprağı

hurma yaprağı ve fosili
Hurma Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 40 milyon yıl
Bölge: Fransa
Darwinistlerin bilim dışı iddialarına göre bir hurma ağacı, bir çam ağacı, bir kaktüs, bir orkide, bir karanfil, bir gül, bir vişne ağacı, çimen, eğrelti otu kısaca tüm bitkiler aynı hayali ortak ataya sahiptir. Bu ortak atanın nasıl bir yapıya sahip olduğu ve bu kadar farklı bitkinin hangi aşamalardan geçerek birbirlerinden ayrılıp günümüzdeki hallerini aldığı soruları ise, evrimciler için bilimsel olarak cevapsızdır. Cambridge Üniversitesi'nden evrimci botanikçi E.J.H. Corner, evrimcilerin bitkilerin kökeni konusundaki cevapsızlığını şöyle itiraf eder:
"Ön yargısız olarak baktığımda halen fosil kayıtlarının özel bir yaratılışın lehine olduğunu düşünüyorum... Bir orkidenin ve palmiyenin nasıl olup da aynı kökene sahip olduğunu hayal edebiliyor musunuz ve bu hayalimizi destekleyecek bir delilimiz var mı? Evrimciler bu konuya cevap verebilmek için hazırlıklı olmalıdır, ancak çoğunun bu konuyla ilgili bir sorgulama karşısında tamamen teslim olacağına inanıyorum." (MacLeod, A.M. and Cobley, L.S., Contemporary Botanical Thought, Quadrangle Books, 1961, Chicago, s. 97)
21. yüzyılın bilim ve teknoloji seviyesi, Corner'ın korkusunun gerçeğe dönüşmesini sağlamıştır. Başta fosil kayıtları olmak üzere sayısız bilimsel bulgu sadece botanik alanında değil, tüm bilim dallarında Darwinizm'i büyük bir çıkmaza sokmuştur. Darwinistler son bir çırpınışla teorilerini ayakta tutmaya, kendilerince karşılaşabilecekleri sorulara cevaplar hazırlamaya çalışmakta, ne var ki tek bir tane bile bilimsel cevap bulamamaktadırlar.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1266:disbudak-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Bataklık Mersini

bataklık mersini ve fosili
Bataklık Mersini
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 30 milyon yıl
Bölge: Fransa
Darwinistler bilimsel bulgularla tartışmak yerine propaganda yöntemlerine başvurmayı, düşünce özgürlüğünü sınırlayarak evrimi yıkan eserleri yasaklatmayı, çoğu zaman kendilerince alaycı üsluplar kullanarak kamuoyunu etki altına almayı tercih ederler. Bunun için çoğu zaman psikolojik harp teknikleri kullanırlar.
Oysa evrimcilerin yapması gereken, karşılarındaki kişiyi hiç dinlemeden, ortaya konulan belgeleri ve delilleri incelemeye bile gerek duymadan iftiralara, hakaretlere ve suçlamalara başvurmak değildir. Eğer teorilerine güveniyorlarsa, ellerinde bilimsel bulgular varsa bu bulguları ortaya koymaları ve karşı tarafı fikren etkisiz hale getirmelidirler. Ancak bugüne kadar bunu yapamamışlardır ve bundan sonra da yapmaları mümkün değildir: çünkü Darwinistlerin ellerinde teorilerine destek olabilecek bir tane bile delil yoktur.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1266:disbudak-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Dişbudak Yaprağı

dışbudak yaprağı ve fosili
Dişbudak Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Miosen dönemi
Yaş: 23-5 milyon yıl
Bölge: İspanya
Eğer Darwinistler iddia ettikleri gibi bilimden yana bir tavır içidelerse, o zaman, kendi ideolojileri doğrultusunda bulunması gereken verilere yani hayallerine göre değil, bulunmuş verilere ve elde edilen somut bulgulara göre hareket etmek zorundadırlar. Bugün paleontolojinin ortaya koyduğu somut gerçek ise, canlı türlerinin aniden ortaya çıktıları ve soyları devam ettiği müddetçe hiç değişmedikleridir. Bunun anlamı açıktır: Canlılık evrim geçirmemiştir. Tüm evren gibi canlılık da Kerem sahibi olan Allah'ın eseridir.
Resimdeki 23-5 milyon yıllık dişbudak ağacı yaprağı da bu gerçeği bir kez daha herkese hatırlatmaktadır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1266:disbudak-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Ardıç Dalı

ardıç dalı ve fosili

Ardıç Dalı
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 5-1.8 milyon yıl
Bölge: Bulgaristan
Bazı çevreler tarafından sürekli bilimsel bir gerçekmiş gibi lanse edilen evrim teorisi, 20. yüzyılın başından beri arka arkaya öldürücü darbeler almıştır. Ne var ki bu darbeler kamuoyundan özenle saklanır. Darwinistler, sürekli "birşey olmamış" edasında propagandalarına devam ederler. Yaratılış'ın delili olan sayısız fosil karşısında tek bir cümle bile sarf etmez, aynı masalları anlatmaya devam ederler. Evrimci propagandanın en dikkat çekici yönlerinden biri ise, anlatılanların neredeyse hiçbir zaman bilimsel bulgularla desteklenmesine ihtiyaç duyulmamasıdır. Phillip Johnson bu gerçeği şöyle dile getirir:
"Bu spekülasyonu deneysel ya da fosil kanıtlarıyla doğrulamaya ihtiyaç yoktur. Darwinistler için sadece süreci hayal etmek, gerçekleşmiş olması gereken şeyleri onaylamak için yeterlidir." (Phillip Johnson, Objection Sustained, s. 23)
Aslında bu durum bile tek başına Darwinistlerin çaresizliğinin ispatıdır. Darwinistler sadece hayal güçlerine dayanmak zorundadırlar, çünkü bilimsel veriler onlara teorilerini savunabilecek bir bilgi sunmaz. Resimdeki ardıç dalı gibi sayısız fosil örneğinde olduğu gibi kanıtlar, evrimin yaşanmadığını söylemektedir. Darwinistler de bu nedenle, bu delilleri gündeme getirmektense, hayal dünyasında yaşamayı tercih ederler.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1267:arokarya-kozalagi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Saçlı Meşe Yaprağı

saçlı meşe yaprağı ve fosili
Saçlı Meşe Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 5.3-1.8 milyon yıl
Bölge: Bulgaristan
Evrimci bir kitabı ya da yazıyı okuduğunuzda bir çok hikayeyle karşılaşırsınız. Bu hikayelerde gerçekleşmesi asla mümkün olmayan, bilimsel olarak da gerçekleşmemiş olduğu ispatlanmış süreçler uzun uzun anlatılır. Bir çamur yığınının içinde ilk canlı hücrenin nasıl ortaya çıktığı, balıkların bir gün nasıl karaya çıkmaya karar verip yüzlerce farklı türe dönüştüğü, sürüngenlerin günün birinde nasıl uçmaya karar verdiği gibi bilimsellikten uzak, bilim kurgu hikayeleri okursunuz. Bu hikayelerin baş kahramanı ise kör tesadüflerdir. Gordon Taylor, The Great Evolution Mystrey kitabında konuyla ilgili şunları söyler:
"Evrim tarihi bu tür (hayali) değişikliklerle doludur, hatta yalnız bunlardan ibaret olduğu bile söylenebilir. Pullar tüylere dönüşür. Bacaklar kanat olur. Mideler hava keselerine değişir. Hatta biyokimya süreçleri seviyesinde değişmeler ve düzenlemeler de meydana gelir. Darwinizmin bu mucizeler hakkında söyleyebileceği tek şey tesadüf eseri olduklarıdır."
Oysa tesadüfün, akıl ve bilinç gerektiren hiçbir düzenleme yapamayacağı açıktır. Mantıklı düşünen bir insan, canlılardaki çeşitliliğin ve kompleksliğin kör tesadüflerin eseri olduğunu kabul edemez. Tesadüfler, rengarenk çiçekleri, birbirinden lezzetli sebzeleri ve meyveleri, ceylanları, tavşanları, kaplanları, kuşları, karıncaları, medeniyet inşa eden insanları meydana getiremez. Canlılık ve etrafımızda gördüğümüz herşey üstün akıl ve eşsiz sanat sahibi, güçlü ve kudretli olan Yüce Allah'ın eseridir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1267:arokarya-kozalagi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Arokarya Kozalağı

arakorya kozalağı ve fosili
Arokarya Kozalağı
Dönem: Mezozoik zaman, Jura dönemi
Yaş: 170 milyon yıl
Bölge: Arjantin
Arokaryaların 170 milyon yıldır en küçük bir değişikliğe dahi uğramadığının ispatı olan resimdeki fosil karşısında Darwinistler sessiz kalmaya mahkumdur. Darwinistlerin fosil kayıtları karşısındaki sessizliğini ve "utancını" ünlü evrimci Stephen Gould şöyle dile getirmektedir:
"Durağanlığın karşıkonulamaz varlığı, fosil kayıtlarının utanç verici yönlerinden biri haline gelmiştir." (S. J. Gould, ‘Cordelia's Dilemma', Natural History, Şubat 1993, s.15)
Darwinistlerin fosil kayıtları karşısında utanç duymalarının sebebi, yaklaşık 150 yıldır sürdüregeldikleri yalanın deşifre olmasıdır. On yıllardır canlıların sözde aşama aşama değişerek bugünkü hallerine kavuştukları masalını anlatan ve kitleleri bilim tarihinin belki de en büyük sahtekarlıklarından birine inandıran Darwinistler, fosil kayıtlarının ortaya koyduğu gerçek karşısında mahçup olmakta haklıdırlar. Bundan sonra olması gereken, bu mahcubiyetin onları doğruya yönlendirmesi ve bile bile bir yalanın peşinden gitmekten vazgeçmeleridir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1267:arokarya-kozalagi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Karayemiş Yaprağı (Cherry laurel)

karayemiş yaprağı (cherry laurel) ve fosili

Karayemiş Yaprağı (Cherry laurel)
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Günümüzden 50 milyon yıl önce de karayemiş ağaçları tıpkı günümüzdeki halleriyle varlıklarını devam ettiriyorlardı. Darwinistler doğruyu söylüyor olsaydı, günümüzdeki karayemiş ağaçlarının geçmişte yaşamış olanlara hiç benzememesi ya da sadece bazı yönleriyle benzemesi gerekirdi. Üstelik elde edilen diğer fosillerde, geçmişteki karayemişlerin günümüzdeki karayemişlere nasıl dönüştüğünü de izlememiz lazımdı. Ancak Darwin'den bu yana yaklaşık iki asırdır, evrimcilerin hayalindeki bu süreci gösteren somut bir bulgu elde edilememiştir. Elde edilen tüm bulgular karayemişlerin hep karayemiş olarak var olduklarını, evrim geçirmediklerini, yaratıldıklarını ortaya koymaktadır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1268:uvez-agaci-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Elma Ağacı Yaprağı

elma ağacı yaprağı ve fosili

Elma Ağacı Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Vişnelerin hep vişne olması gibi, elmalar da hep elma olarak var olmuşlardır. Elmaya benzer garip bir meyveden türeyerek, günümüzdeki elmayı meydana getirmemişlerdir. Darwin'in bundan yaklaşık 150 yıl önce ortaya attığı, canlı türlerinin küçük değişikliklerle birbirlerinden türeyerek meydana geldikleri iddiası, aradan geçen bunca zamana rağmen halen delilsizdir. Ünlü evrimci Richard Dawkins, evrimciler için "acı" olan bu gerçeği şöyle kabul etmektedir:
"Charles Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabının basımının üzerinden 125 yıl geçmiş olmasına ve hayvanlar ve bitkiler hakkındaki bilgilerimiz Darwin'den daha fazla olmasına rağmen, hala küçük değişikliklerle gelişmiş tek bir kompleks organın var olduğunu bilmiyorum. Böyle bir örneğin bulunabileceğini de sanmıyorum..." (Richard Dawkins, Kör Saatçi, s.91)
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1268:uvez-agaci-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Üvez Ağacı Yaprağı

üvez ağacı yaprağı ve fosili

Üvez Ağacı Yaprağı
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Günümüzdeki üvez ağaçları nasılsa, bundan 50 milyon yıl önce yaşamış üvez ağaçları da öyledir. Yani, 50 milyon yıl öncesinde evrimcilerin iddia ettiği gibi ilkel, yarı gelişmiş garip hayvanlardan ve bitkilerden oluşan bir dünya yoktur. 50 milyon yıl öncesinin dünyası, aşama aşama gelişen canlılarla dolu değildir. O zaman yaşayan tüm canlılar, tıpkı bugün olduğu gibi, tüm fiziksel özellikleri, uzuvları, yapılarıyla tam ve eksiksizdir, görünümleriyle de bugünkünün aynısıdır. Resimdeki fosil bu gerçeğin apaçık bir göstergesidir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1268:uvez-agaci-yapragi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Ahtapot

ahtapot ve fosili

Ahtapot
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 95 milyon yıl
Bölge: Hjoula, Lübnan
Yüksek öğrenme kapasitesine sahip oldukları laboratuvarlarda test edilmiş olan ahtapotlar, aynı zamanda birer kamuflaj ustasıdırlar. Kamuflaj yetenekleri, bu iş için özel olarak yaratılmış deri hücrelerine bağımlıdır. Deri hücrelerinin renk değiştirme, ışık geçirmezlik ve yansıtma gibi özellikleri sayesinde, hem düşmanlarından korunabilir hem de diğer ahtapotları tehlikeye karşı uyarabilirler. Bazı ahtapotlar sadece renk değiştirmekle kalmaz, diğer deniz canlılarını taklit ederek de kendilerini kamufle ederler. "Mimik ahtapotları" olarak adlandırılan bu tür ahtapotlar, aslan balığı ve deniz yılanı gibi ürkütücü deniz canlılarının görünümünü taklit ederler.
Peki ahtapotlar, evrimcilerin iddia ettikleri gibi sahip oldukları bu özellikleri aşama aşama, uzun zaman dilimleri içinde mi kazanmışlardır? Diğer bir deyişle, ilk var olan ahtapotlar bugünkü ahtapotlardan çok farklı, ilkel görünümlü, eksik organlı, tam gelişmemiş garip canlılar mıdır? Bunu anlamanın en önemli yollarından biri ahtapotların fosil kayıtlarını incelemektir. Fosil kayıtlarını incelediğimizde, ne kadar eskiye gidilirse gidilsin, hep günümüzdeki ahtapotların aynısı olan fosil örnekleriyle karşılaşırız. Bu da evrimcilerin iddialarının gerçek olmadığının en önemli delilidir. Ahtapotlar evrim geçirmemiş, sahip oldukları tüm özelliklerle üstün güç ve akıl sahibi Allah tarafından yaratılmışlardır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1269:tarpun&catid=47:fosiller&Itemid=150

Monacanthus

Monacanthus ve fosili

Monacanthus
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 4 milyon yıl
Bölge: İtalya
Monacanthus balıkları, tropikte veya subtropikte yaşayan Monacanthidae familyasına dahildirler. Bu familyaya dahil olan bilinen 107 tür vardır. Türlerin pek çoğunun ana özelliklerinden biri, iyi birer kamuflaj ustası olmalarıdır. Saklanmak için kolaylıkla renklerini değiştirip bulundukları ortamda tamamen gizlenebilir ve bu yolla kendilerini düşmanlarından korurlar.
Resimdeki Monacanthus fosili 4 milyon yıllıktır ve söz konusu canlıların evrim geçirmediğinin açık bir ispatıdır. Canlılar, Darwinistlerin iddia ettiği gibi sürekli değişim geçirerek birbirlerinden türememişlerdir. Evreni ve tüm canlıları Yüce Allah yaratmıştır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1269:tarpun&catid=47:fosiller&Itemid=150

Tarpun

tarpun ve fosili
Tarpun
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 110 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Missing Links (Kayıp Halkalar) isimli kitabında Robert A. Martin şöyle demektedir:
"Eğer Yaratılışçılık doğru ise, bir ata-torun ilişkisinden veya herhangi bir evrimsel gelişmeden söz edilemez. Evrim modeli doğru ise, oldukça yüklü sayılabilecek fosil kayıtlarıyla birlikte, tüm seviyelerde ve kronolojik sıralamada ara geçiş formlarının bulunması gerekir." (Robert A. Martin, Missing Links: Evolutionary Concepts and Transitions Through Time, Jonesa and Barlett Publishers, UK, 2004, s. 8)
Bu kitapta sadece birkaçına yer verdiğimiz fosil örneklerinin hepsi, istisnasız olarak canlılar arasında herhangi bir ata-torun ilişkisi olmadığını, her bir türün kendine has özelliklerle bir anda ortaya çıktığını göstermektedir. Öte yandan 150 yıldır yapılan kazı çalışmaları ortaya bir tane bile yarım canlı örneği, yani ara geçiş fosili koyamamıştır. Bu durumda, evrimin geçersiz, Yaratılış'ın ise reddedilmesi mümkün olmayan bir gerçek olduğu açıktır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1269:tarpun&catid=47:fosiller&Itemid=150

Fundulus (Killfish)

fundulus (killfish) ve fosili
Fundulus (Killfish)
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 3 milyon yıl
Bölge: Lahontan Yatakları, Nevada, ABD
Evrimciler, Darwin'in ortaya attığı teoriyle yaşamın ve canlı türlerinin nasıl ortaya çıktığı sorusunu cevapladığını iddia ederler. Nitekim materyalistlerin ve ateislerin, evrim teorisini böyle körü körüne sahiplenmelerinin sebebi de budur. Evrim teorisiyle birlikte canlılığın oluşumuna Yaratılış dışında bir cevap bulunduğunu sanmaktadırlar. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Darwin'in iddiaları kendi yaşadığı dönemde de sonrasında da bilimsel hiçbir veriyle desteklenmemiştir. Tam tersine bilim, Darwin'in senaryosunun imkansız olduğunu ispatlamıştır. Kısaca, canlılığın oluşumunun Yaratılış dışında hiçbir bilimsel ve akılcı cevabı yoktur. Nitekim evrimci paleontolog George Simpson da Darwin'in teorisinin hiçbir soruyu cevaplayamadığını şu sözlerle itiraf etmektedir:
"Darwin, kitabının (Türlerinin Kökeni) adıyla ifade edilen soruyu cevaplamaktan aciz kalmıştır." (Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystrey, s. 140)
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1270:denizati&catid=47:fosiller&Itemid=150

Polyipnus

Polyipnus ve fosili

Polyipnus
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi
Yaş: 35 milyon yıl
Bölge: Polonya
Sternoptychidae familyasına dahil olan Polyipnus cinsi balıklar, Darwinizm'in bir spekülasyondan ibaret olduğunu ispatlayan canlılardan biridir. Bundan 35 milyon yıl önce yaşamış Polyipnus'larla, günümüzde yaşayan örnekleri arasında hiçbir fark yoktur.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1270:denizati&catid=47:fosiller&Itemid=150

Denizatı

denizatı ve fosili

Denizatı
Dönem: Senozoik zaman, Pliosen dönemi
Yaş: 4 milyon yıl
Bölge: İtalya
Denizatının başı, vücuduna dik açıyla yerleştirilmiştir. Başka hiçbir balıkta bu özellik yoktur. Bu nedenle denizatları vücutları dik olarak yüzer, başlarını yukarı ve aşağı hareket ettirebilirler. Ancak başlarını iki yanlarına doğru hareket ettiremezler. Bu özellik diğer canlılarda olsa, başlarını sağa-sola çeviremedikleri için problem yaşayabilir, her türlü tehlikeye karşı açık olabilirlerdi. Fakat denizatları sahip oldukları özel vücut yapısı sayesinde böyle bir problem yaşamazlar. Denizatlarının gözleri birbirinden bağımsız, her yöne serbestçe hareket edebilecek ve dönerek her tarafı rahatlıkla seyredebilecek şekilde yaratılmıştır. Bu yüzden kafalarını iki yana çeviremeseler de etraflarını rahatlıkla görebilirler.
Eğer Darwinistlerin iddiaları doğru olsaydı, denizatları yapılarına uygun olan göz yapısını geliştirene kadar çoktan elenip gidecek ve bugüne asla ulaşamayacaklardı. Başı dik olan ama arkasını göremeyen bir denizatının hayatta kalması mümkün olamayacak, dolayısıyla soyunu da devam ettiremeyecekti. Açıktır ki, denizatları ilk varoldukları andan itibaren, eksiksiz olarak, bugün sahip oldukları tüm özelliklere sahiptir. Başlarının vücutlarına dik açıyla yerleştirilmiş olması, gözlerinin her yöne bağımsız olarak hareket edebilmesi ve diğer tüm fonksiyonlarıyla beraber bir anda var olmuşlardır. Bunun da anlamı, diğer tüm canlılar gibi denizatlarının da evrim geçirmediği, yaratıldığıdır.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1270:denizati&catid=47:fosiller&Itemid=150

Kurt Ringa

kurt ringa ve fosili

Kurt Ringa
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 95 milyon yıl
Bölge: Hakel, Lübnan
Fosiller evrimin iddialarını yerle bir ettiği içindir ki, çoğunlukla evrimciler tarafından göz ardı edilmekte ya da üzerlerinde çeşitli oynamalar yapılarak evrimci propagandaya alet edilmeye çalışılmaktadır. Ancak son dönemlerde Yaratılış'ın delili olan yüzlerce fosilin sergilerle, kitaplarla, internet siteleriyle ortaya çıkarılması, evrimcilerin içinde bulunduğu açmazı tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir. Fosilleri ve yaşayan örneklerini yanyana gören insanlar, ek bir açıklamaya bile gerek kalmadan, evrimin yalan olduğunu hemen anlamaktadır. Evrimcileri paniğe sürükleyen sebep de budur. Evrimciler, bu defa geri dönüşü mümkün olmayan şekilde, teorilerinin dünya çapında çöktüğünü görmekte ve acı içinde bu çöküşü seyretmektedirler. Evrim teorisinin çöküşünün delillerinden biri de resimdeki 95 milyon yıllık kurt ringası fosilidir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1271:asker-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Sincap Balığı

sincap balığı ve fosili
Sincap Balığı
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Monte Bolca, İtalya
Fosil kayıtlarına bakıldığında evrimcilerin öne sürdüğü yavaş, aşamalı gelişimin hiçbir delili görülmez. Canlıların sözde bir ortak atadan türediğinin de delili yoktur. Bulgular canlıların birbirlerinden türemediklerini, soylarını devam ettirdikleri müddetçe değişmediklerini, kısacası evrim geçirmediklerini ortaya koymuştur. Bu gerçek Oxford Üniversitesi'nden zoolog Mark Pagel tarafından şöyle açıklanır:
"... Ancak fosil kayıtlarında, Darwin ve Lyell'in umut ettiği yavaş, yumuşak ve düzenli değişikliklerin yerine, Yaratılış'ı hatırlatan ani patlama şeklinde beliren değişimler, neredeyse yoktan ortaya çıkan yeni türler ve milyonlarca yıl boyunca devam eden değişmezlik var." (Mark Pagel, "Happy accidents?," Nature 397:665, 25 Şubat 1999)
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1271:asker-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Asker Balığı

asker balığı ve fosili


Asker Balığı
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 95 milyon yıl
Bölge: Lübnan
Fosil kayıtları, canlıların on hatta çoğu zaman yüz milyonlarca yıldır hiç değişmediklerini, yani evrim geçirmediklerini göstermiştir. Bu açık gerçek, Darwinizm için ciddi bir sorundur ve pek çok evrimci de bu durumun farkındadır. Örneğin evrimci paleontolog Steven M. Stanley, Darwinist açıklamaların fosillerle uyuşmadığını şu sözlerle ifade eder:
"Uzun süredir kapalı bir kutu olarak kalan fosil kayıtları bugün artık bizleri, evrimin bu geleneksel anlayışını yeniden gözden geçirmeye mecbur etmektedir. Artık ortaya çıkmıştır ki saysız canlı türü, milyonlarca yıldır gözle görülen herhangi bir evrim geçirmeden yeryüzünde varlığını devam ettirmektedir." (Steven M. Stanley, The New Evolutionary Timetable, 1981 New York, s. 3)
Evrimcileri, Darwinizm'i "yeniden gözden geçirmeye mecbur eden" sayısız fosilden biri de resimdeki 95 milyon yaşındaki asker balığı fosilidir. 95 milyon yıldır en küçük bir değişiklik dahi geçirmeyen asker balıkları, evrimi yalanlamaktadır.
http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1271:asker-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Mavi Mezgit

mavi mezgit ve fosili

Mavi Mezgit
Dönem: Senozoik zaman, Miosen dönemi
Yaş: 5 milyon yıl
Bölge: Marecchia Nehri Oluşumu, İtalya
San Francisco Üniversitesi'nden biyolog Dean Kenyon, evrim teorisinin iddialarının bilimsel olarak asla desteklenmediğini şöyle ifade etmektedir:
"Gelin çok yaygın bir yanlış anlaşılmayı günyüzüne kavuşturalım. Tek bir hayvan türünün bile bir başka hayvan türüne tam olarak dönüştüğü, laboratuvar ortamında da sahada da gözlenmemiştir." (Dean H. Kenyon, Brief of Appelants, Ekim 1985, s. A-16)
Kenyon'un da ifade ettiği gibi evrim senaryolarının gerçekleştiğini gösteren hiçbir somut bulgu yoktur. Resimdeki mavi mezgit fosili örneğinde olduğu gibi sayısız bilimsel bulgu, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını göstermektedir. Evrimcilerin bu bulguları görmezlikten gelmeye çalışmalarının bir manası yoktur. Gerçeklerden kaçmak, gerçekleri değiştirmeyecektir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1272:tang-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Karides

karides ve fosili
Karides
Dönem: Mezozoik zaman, Jura dönemi
Yaş: 150 milyon yıl
Dönem: Solnhofen Oluşumu, Almanya
Eğer karideslerin, evrimcilerin iddia ettiği gibi hayali bir ilkel atası olsaydı bu hayali atanın nasıl bir varlık olduğunun izlerini fosil kayıtlarında görmemiz gerekirdi. Ancak fosil kayıtları böyle bir atanın yaşadığına dair en küçük bir kanıt bile ortaya koymamaktadır. Üstelik, karideslerin geçirdiği sözde evrimsel aşamaların da fosil kayıtlarında hiçbir izi yoktur. Yani, karidesi andıran ama günümüz karideslerin sahip oldukları özelliklerin henüz hepsini kazanmamış herhangi bir "karidesimsi" fosili hiç bulunmamıştır. Bulunan tüm fosillerde karidesler, yaşları ne olursa olsun, günümüzdeki karideslerin aynısıdır. Resimdeki 150 milyon yaşındaki karides de, bugün yaşayan karideslerin sahip oldukları tüm özelliklere eksiksiz sahiptir. Akıl ve mantık sahibi hiçbir insan, bu koşullar altında karideslerin "evriminden" bahsedemez. Diğer tüm canlılar gibi karidesler de evrim geçirmemişlerdir. Canlılık, kerem ve izzet sahibi olan Allah'ın eseridir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1272:tang-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150

Tang Balığı

tang balığı ve fosili
Tang Balığı
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 95 milyon yıl
Bölge: Hakel, Lübnan
Wendell R. Bird, The Origin of Species Revisited adlı kitabında, evrim teorisinin ara form iddiasının hayali bir hikayeden ibaret olduğunu şöyle ifade ediyor:
"... Jeolojik kayıt en baştan söylenen şeyi bir daha vurguluyor: Farklı jeolojik dönemlere ait türler arasında yaşadığı varsayılan ara formlar hayali şeylerdir, yalnızca teoriyi desteklemek için ortaya atılmıştır." (Wendell R. Bird, The Origin of Species Revisited, Thomas Nelson Inc, Aralık 1991, s. 44)
Bugüne kadar yapılan fosil araştırmaları, evrimcilerin iddialarına destek olabilecek, herhangi bir ara form örneği ortaya koymamıştır. Türler arasında sözde ata-torun ilişkisi olduğunu gösteren bir fosil de bulunamamıştır. Örneğin bulunan hiçbir tang balığı fosili yarım, az gelişmiş, organlarının bazısı oluşmuş bazısı oluşmamış değildir. Ne kadar geriye gidilirse gidilsin, elde edilen her tang balığı fosili bugün yaşayan tang balıklarıyla birebir aynı özellikleri taşımaktadır. Resimdeki 95 milyon yıllık tang balığı fosili de bu gerçeğin delillerindendir.
 http://fosiller.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1272:tang-baligi&catid=47:fosiller&Itemid=150